Göğebakan’ın hayatını anlattığı kitabında yer alan bir olay var ki ‘Sır Kapısı’nı aratmayacak cinsten. Yıl 1999’dur, büyük problemler yaşadığı şirketi, klip için mekan olarak Avcılar mezarlığını seçer. İstemez ama mecbur kalır. Bir köşede teknik hazırlıkları beklerken yanına 60 yaşlarında iri yapılı ve sakallı temiz giyimli yaşlı bir adam gelir; “Evlat, sebepler vardır, sırlar vardır, bilir misin?” der ve kendisiyle gelmesini ister ve sonra üç saat boyunca mezarlıkta gezerler; “Bak evlat, ben dünya ile hiçbir işi olmayan bir insanım. Sağlıklarında, yaşamdayken yatlara katlara sığmayanların, gece ben burada iniltilerini duyuyorum” der, ürperir Göğebakan. Çekimlerin başlamasıyla sohbetleri sona erer ve yaşlı adam bir kenardan onları izler. Çekimlerden sonra ise yaşlı adam “Beni bırakır mısın?” der. Kabul eder ve kendisiyle birlikte olan yeğenine arabanın arkasına binmesini söyler. Yaşlı adamı ön koltuğa yanına oturtur ve kaldıkları yerden konuşmaya devam ederek yola çıkarlar. Yaşlı adam, E-5 üzerinde arabayı durdurmasını ister. Yaşlı adamın kapısını açmak isteyen Göğebakan’a “Sen otur.” der. Dinlemez arabadan iner arkadan dolaşıp kapıyı açar; ama içeride kimse yoktur. Etrafa bakınır, ileri geri koşar ama ortada kimse yoktur. Arabaya döner, yerine oturduğunda yeğeni “Abi, sen delirdin mi, kiminle konuşuyordun? Yanındaki koltukta kimse yoktu.” der. Murat Göğebakan “Amcayı bir daha görmedim.” diyor